24 Haziran 2013

İKBAL ARAYANLAR...

İKBAL ARAYANLAR…




İkbali salt madde ve makam sananlar

Şu fâni dünyada geçici saltanat kuranlar…

Doldurmuş çepeçevre her yanı

Bunlar ikbal arayanı…

Kimi siyasal partilerde yuva kurmuş,

Kimi yazılı ve görsel basına oturmuş

Köşe kapıp yazanlar

Medya ile nefes alıp yaşayanlar…

Kişiliğini sattıkça satmış,

Verileni yuttukça yutmuş,

Vatanı düşünmek şöyle dursun

İnsanlığını, kimliğini unutmuş,

Unuttukça da unutanlar…

Beynindeki tek kavram, ağzındaki slogan:

Ben yaşayayım da sen yan…



Hipnozcular uygun medyumu uyutur

Herkesi uyuttum sanır…

Ne yazık ki aldanır…

Uyutulamayanlar da var

Çünkü asla değil onlar davar…

YKUŞAK ATATÜRK’ÜN ASKERLERİ ONLAR…

Uyuttuğunu sananları

Uyarır bu uyutamadıkları…

Eğer idrak ve insafı varsa uyanır

Yoksa çok geç kalır…



İşte uyutulamayanlar

Anlamlı o mekana varır

Adı: GEZİ PARKI TAKSİM…



Taksim paylaşmak demektir

Ama pastayı değil sorunları…

Paylaşıp da çözdükçe

Kuracaklar özgün ve özgür yarınları…

Kimi der pastanın tamamı benim

Yedirseler hepsini yerim…

Çünkü FRANSA’DA da birileri demişti bir zamanlar:

“ DEVLET BENİM… DEVLET BENİM…”

Hele dur, hele dur!

Öfkeyle kalkan zararla oturur…

Bu pasta bildiğin pasta değil!

Zırnığı boğazında takılır, kalır,

Boğazına oturur…





İşte ortada açıkça tüm sorunlar

TAKSİM’DE pazara çıktı…

Dileyen ders alır…

Herkes yarattığı sorunlarını geri alsın

Artık MİLLET bıktı…

Geride tertemiz, özgür

TAKSİM PARKI kalsın…



Alper Kürük