YENİ ANAYASA HAZIRLANIRKEN…
Sayın TBMM Başkanının e-anayasa çağrısı görevinin icabı olduğu kadar kendisinin de bir hukukçu olmasından kaynaklanan hukuka saygısının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
YÖNELTİLEN SORU: Sizce yeni bir anayasanın temel ilkeleri neler olmalıdır?
Yorum ve düşüncelerimi aktardığım bloğumda (www.alperkuruk.blogspot.com)da yayınladığım bu yazımın tarihini10.ARALIK.2011 olarak özellikle seçmemin nedeni 10.ARALIK.1948 İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ’NİN 63.yıl dönümü oluşudur. Bildirgenin kabulünden 63 yıl gibi yarım asrı aşan bir sürenin geçmesine, bu arada ayrıca 7-8 ARALIK 2000 tarihli “ Nice Zirvesi”nde onaylananAVRUPA BiRLİĞİ TEMEL HAKLAR BİLDİRGESİ, 18.EKİM.1961 tarihli AVRUPA SOSYAL ŞARTI, 20.KASIM.1989 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ,9.ARALIK.1998 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ KORUNMASI BİLDİRGESİ, 07.TEMMUZ.1954 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARIN SİYASAL HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞME,15.EYLÜL.1995 tarihli BİRLEŞMİŞ MiLLETLER PEKİN DEKLERASYONU, ULUSLAR ARASI ÇALIMA ÖRGÜTÜ’NÜN (İLO) 8 ADET SÖZLEŞMESİ, 25.01.1996 tarihli ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ (STRAZBOURG),
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 16.ARALIK.1961 tarihli EKONOMİK, SOSYALVE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.ARALIK.1965 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HER TÜRLÜ IRK AYRIMCILIĞININ ORTADAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİ, 04.KASIM.1950 tarihli İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ,10.ARALIK.1980 tarihli İŞKENCE VE DİĞER ZALİMANE VEYA KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE VEYA CEZAYA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLET LER SÖZLEŞMESİ ve aynı konuda buna ilişkin 01.MART.2002 tarihli AVRUPA SÖZLEŞMESİ, 01.MART.1980 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİNE DAİR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.KASIM.1990 tarihli YENİ BİR AVRUPA İÇİN PARİS ŞARTI, 16.ARALIK.1966 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİYASİ VE MEDENİ HAKLAR ULUSLAR ARASISÖZLEŞMESİ, 01.ŞUBAT.1995 tarihli ULUSAL AZINLIKLARIN KORUNMASINA İLİŞKİN ÇERÇEVE SÖZLEŞME (STRASBOURG), 18.ARALIK.1992 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLERULUSAL YA DA ETNİK, DİNSEL VE DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP KİŞİLERİN HAKLARI BİLDİRGESİ vb… birçok Uluslararası İnsan Haklarına ilişkin bildirge ve sözleşmeler hükümleri ortada iken yeni bir anayasanın temel ilkeleri için görüş bildirmek, tabir caizse komprime tabletler halinde kural ve hükümler vazetmeyi zait addederim. Yürürlükteki mevcut hükümler ile yukarıda arz ettiğim uluslar arası hükümler Sayın Komisyonca elekten geçirilip, süzülerek, bünye ve ihtiyaçlarımıza uygun yeni bir elbise biçilmesi, dikilmesi, yeni ANAYASIMIZIN oluşturulmasının kabil ve daha kolay olacağını teslim etmek gerekir kanısındayım.
Ben sadece bir hukukçu olarak diğer hukukçuların, salt vatandaş olarak diğer yurttaşların, TÜM TOPLUMUN MAŞERÎ VİCDAN DEDİĞİMİZ TOPLUM VİCDANINI RAHATSIZ OLDUĞUNA İNANDIĞIM TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ hakkında birkaç söz etmeyi yeğledim.
Bu çağrıya icabet etmek her yurttaşın olduğu kadar benim için de bir hak ve görev olduğu inanç ve bilinciyle görüş bildirerek katkıda bulunmak vicdanî bir sorumluluğumdur.
İşte bu yazıda ortaya konulan düşünce, yorum ve önerileri paylaşmak suretiyle öncelikle hukukçu bir birey ve saniyen sade bir yurttaş olarak vicdan borcumu ödemiş olacağım ve işte bu ANAYASA BENiM ANAYASAM diyebileceğim…
50 yılı aşkın bir süre önce Hukuk Fakültesine başladığımızdan beri Rahmetli Hocalarımızdan duyduğumuz sloganlaşmış şu sözler beynimize nakşedildi ve kulaklarımızdan eksilmedi.“İyi ya da kötü yasa yoktur. Yasa hükümlerinin iyi ya da kötü uygulamaları, uygulayıcıları vardır. Kötü denilen yasa hükümleri iyi bir uygulayıcıyla iyi; iyi denilen yasa hükümleri kötü bir uygulayıcıyla kötü olur…” Bu da eğitim, öğretim işidir ve çözümü ise EĞİTİM VE ADALET POLİTİKALARININ SORUNUDUR. Uygulayıcılar genellikle Yargı mensupları ise de salt onlardan ibaret olmayıp kuvvetler ayrılığının diğer mensupları (teşrii ve idarede)görevliler de kendi alanlarında uygulayıcılardır. Hatta her yurttaşı dahi kendi açısından bir uygulayıcı olarak görmek ve kabul etmek gerekir.
“ Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.” hüküm ve ilkesini koyan Devlet, yurttaşına her şeyden önce yasayı öğretmek ve bunun yollarını göstermek ve sağlamak zorunluluğundadır.
MEVCUT ANAYASAMIZIN:
BAŞLANGIÇ,1.2.3.4.5.6.ve7.maddelerindeki hüküm ve ilkeler ile
TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK DEVLET VE BU VATAN ÜZERİNDE YAŞAYAN VE YURTTAŞ HAK VE SIFATINI KAZANMIŞ OLAN, HANGİ KÖKENDEN GELİRSE GELSİN, OLURSA OLSUN U L U S A L A D I: T Ü R K OLDUĞU BENİM VAZGEÇİLEMEZ KIRMIZI ÇİZGİMDİR. Bunu öncelikle böyle arzımdan sonra görüş bildirmek için seçtiğim konuyu açıklayayım: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ:
Bu konuyu enine boyuna,inceden inceye eski deyimle (arz-ı amik),mukayeseli hukuk norm ve yöntemlerini de kullanarak irdelemek -ki orta boyutta kalınlıkta hacimli bir kitabın içeriğini kapsayabilir-bunu bir bloger olarak kendi bloğum (www.alperkuruk.blogspot.com)da gerçekleştirebilirim ama (www.tbbm.gov.tr/yenianayasa) web sayfasında düşünceler için tanınan 4000 karakterlik tahditli yazı alanına sığdırabilmenin zorluğunu burada işaret ederek olabildiğince kısa anlatım ve özetlemelerle hareket etmeyi yeğliyorum.
KONU: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ
Bununla ilgili hükümler mevcut ANAYASAMIZDA ve CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA halen yürürlüktedir. Burada kanımca yapılacak şey YENİ ANAYASADA YENİ VE RADİKAL ÇÖZÜMLER GETİRMEK ŞARTIDIR. Mevcut hükümlerin iyi-kötü ya da eksik hükümler olduğunun tartışılması yepyeni bir ANAYASA hazırlığında zaman kaybından başka fazla bir yarar sağlayamaz. Bu aşamada önemli olan UYGULAMADAKi TESBiTLERDiR. Ona göre yeniden radikal ve rasyonel hükümler getirmek zorunluluğu vardır. Yoksa(değiştirilemez veya değiştirilmesi dahi teklif olunamaz hükümleri istisnaen baki kalmak şartıyla),eski anayasa hükümlerini temel alarak çıkartmalar ve ilavelerle yeni bir anayasa yapılmış sayılamaz.
Uygulamadaki saptamalarla tutuklama hükümlerinin artı ve eksileri değerlendirilerek işlevini yitirmişse tamamen kaldırılmalıdır.
Tutuklama hükümlerinden beklenen amaç nedir? Tutuklama, kişinin insan haklarından sayılan tabii haklarından olan özgürlük hakkının kısıtlanması olduğuna göre bundan beklenen amaçlar:
1-Sanık kişi yönünden: işlenen suçun yarattığı infial ve galeyandan sanığa karşı cismanî bir eylemden (yaralama, öldürme vb.)sanığın korunmasını sağlamak Devletin görevleri arasındadır.
2-Kamu yönünden:
a)İşlenen suç nedeniyle bozulan kamu düzenin yaratacağı maşeri vicdanı (efkâr-ı umumiyeyi) kısmen de olsa rahatlatıp tatmin etmek.
Bu tatmin bir TEDBİR olan tutuklamanın bir CEZA infazına dönüşmesi halinde ortadan kalkar ve yerini ciddî rahatsızlığa bırakır.
b)İşlenen suçun niteliği ve cezasın ağırlığı itibariyle ileride verilecek mahkûmiyet hükmünün infazını sağlayabilmek.
BEKLENEN AMAÇ ne olursa olsun TUTUKLAMA CEZA DEĞİL TEDBİRDİR VE MECBURÎ DEĞİL TAKDİRÎ, İHTĠYARÎ VE İSTİSNAÎ BİR USUL UYGULAMASIDIR. Uygulamadan çıkan ve toplumda yaygınlaşan kanaatle hareket edilirse tutuklama kurumu hükümlerinin işlevini artık yitirdiğini kabul zorunluluğu vardır. Kangren olmuş uzvun kesilmesi gibi TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİNİN DE KALDIRILMASI ŞARTTIR. Bu düşüncemi samimiyetle bir hukukçu olarak serdederken bazılarının bu nasıl bir hukukçu? Diye mırıldanacaklarını duyuyor gibiyim.Onlara karşı net cevabım şudur:Ulu önderimiz ATATÜRK, düşünce,uygulama,ülkü ve ilkeleriyle bizlere ışık tutmuş ve de tutmaya devam etmektedir.Bunlardan birisi de “TÜRKİYE’Yİ MUASIR MEDENİYET (ÇAĞDAŞ UYGARLIK)SEVİYESİNE (DÜZEYĠNE) GETİRMEK VE HATTA ONUN DA ÜSTÜNE ÇIKARTMAK”TIR.Bu istek ve işareti doğrultusunda Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren çalışmalara girişilerek esi Medenî Kanunumuz İsviçre’den,eski Ceza Kanunumuz İtalya’dan vb. iktibas edilmiştir.Yıllarca Mahkemeler ve Yargıtay’ımızın uygulamaları ile bünyemize uydurulmaya çalışılmış ve kararlılık bulan içtihatlardan da yararlanılarak şimdiki yeni yasalarımız kanunlaştırılmış ve de teşriî faaliyetler devam etmektedir.ATAMIZ bize muasır medeniyet olarak BATIYI göstermemiştir.Ancak,BATILI GİBİ DÜŞÜNMEK,YAŞAMAK İÇİN IŞIK TUTMUŞTUR.Bulunduğumuz coğrafya itibariyle batımızda bulunan, RÖNESANS,REFORM VE ÖZGÜRLÜK MEŞALESİNİ YAKAN 1789 FRANSIZ DEVRİMİ GİBİ AYDINLIK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KAYNAĞI VE BEŞİĞİOLAN AVRUPA KITASINDAKİLERİ,AVRUPALILARI ÖRNEK ALMAK EN DOĞALI OLANI İDİ.Nitekim 50 yıldır AVRUPA BİRLİĞİNE girebilmenin uğraşı verilmektedir.Bunun için de birçok uyum yasaları çıkarılmıştır.Bu arada iDAM CEZASINI GEREKTİREN TÜM ŞUÇLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN İDAM(ÖLÜM)CEZASI KALDIRILMIŞTIR.Tabii temel ve vazgeçilmez insan haklarından olan YAŞAMA (HAYAT)HAKKI böylece çağdaş uygarlık düzeyinde anayasal koruma altına alınmıştır.Yine diğer tabii insan haklarından olan ÖZGÜRLÜK HAKKINI KISITLAYAN TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ KALDIRILSA ÇOK SAYILMAMALI VE ÖCÜ GÖRÜLMEMELİDİR.
Bazı suçların niteliği için tutuklama kurumu hükümleri mutlaka saklı kalmalıdır. Ancak, ANAYASA VE YASALAR GENELDİR VE AYRICALIKLAR TANINAMAZ. Burada şu genel hukuk prensibini de açıklamak gerekir. “BİR MAZLUMU MAHKÛM ETMEKTENSE BİN MAZNUNUN CEZADAN KURTULMASI EVLADIR.” Suçların kovuşturulması yapılacak, ancak yargılama TUTUKSUZ sürdürülmeli, usulüne uygun davetle yargılamaya gelmeyen sanıkların da yokluklarında (gıyapta) duruşma ve yargılamaları yapılıp sonuçlandırılarak İSTİSNAÎ OLARAK suçun niteliği ve verilen cezanın ağırlığı nazara alınarak ihtiyari olarak ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere duruşmanın bitiminde verilecek son hükümle, verilen cezanın infazını sağlamak amacıyla sanığın tutuklanmasına karar verilebileceğini de (mecburi değil) kabul etmek gerekir düşüncesindeyim.
İşbu düşüncelerimin yeniden pişecek ANAYASA AŞINDA benim de bir tuzum olsun diyerek saygıyla sunuyorum.10.ARALIK.2011
Alper KÜRÜK
Emekli Hâkim & Avukat
6 Aralık 2011
9 Kasım 2011
24 Ekim 2011
23 Ekim 2011
20 Ekim 2011
19 Ekim 2011
3 Eylül 2011
2 Eylül 2011
29 Ağustos 2011
15 Ağustos 2011
14 Ağustos 2011
12 Ağustos 2011
7 Ağustos 2011
6 Ağustos 2011
ESMA-ÜL HÜSNA
Allah 'ın 99 Güzel İsimleri (Esma - ül Hüsna)
Esma-ül hüsna demek güzel isimler demek
Mü'minlere yakışan anlayarak söylemek.
Doksan dokuz ismini saygıyla söyleyelim
Allah ne demek imiş adlarından bilelim:
1-'Hüvallahüllezî lâ ilâhe illâ hû' dur
İsm-i A'zâm denilir, başka bir Allah yoktur.
2-Ey Allah'ım isminin birisi de 'Er-Rahm'an'
Tüm yarattıklarına hayreder ayırmadan.
3-Sonsuzdur merhametin'Er-Rah'im 'diğer ismin
Sen en merhametliden daha merhametlisin.
4-'El-Melîk' adı ile kâinatın sahibi
Ezelî ve ebedî hükümdar ve mâliki.
5-Her türlü eksiklikten,hata,gafletten uzak
'El-Kuddûs' isminle sen çok kutsalsın, pür-ü pâk.
6-'Es-Selâm' isminle de her türlü tehlikeden
Kullarını kurtaran,selâmete erdiren.
7-Gönüllere imânın ışığını verensin
Çünkü senin bir adın biliriz ki 'El-Mü'min'.
8-'El-Müheymin' diyedir,bir adı da odur
Varlığı bu ismiyle hem gözetir,hem korur.
9-'El-Azîz' adıyla da bütün kuvvete sahip
Maglûp edilemezsin,sen her zaman hep gâlip.
10-O güzel adlarından birisi de 'El-Cebbâr'
Eksikleri tamamlar,her şeyi yola koyar.
11-Ey Allah'ım adının biri 'El-Mütekebbir'
Sana mahsus ululuk,sırf sana mahsus kibir.
12-'El-Hâlik' adın ile yoktan var eden sensin
Hâlleri,olayları tayin,tesbit edensin.
13-'El-Bârî 'ismin ile genel âhenge uygun
Yaratırsın herşeyi bu estetik bir duygun.
14-Ressamın hiçbirisi edemez böyle tasvir
Şekil veren tek sensin,bir adın 'El-Musavvir'.
15-Mağfiretin pek çoktur çünkü adın 'El-Gaffâr'
Günahları örter o,olsan da bin günahkâr.
16-Herşeyi içten-dıştan kuşatan tüm kudret var
Yücenin isimleri arasında:'El-Kahhâr'.
17-Küçükten en büyüğe nimet dağıtır o Râb
Çünkü bir güzel adı çağrılır ki 'El-Vehhâb'.
18-Yaratılmışlarına kim ihsan ediyor bak?
Her türlü yiyeceği,rızkı verir 'Er-Rezzak'.
19-Fakiri zengin yapar kimseler çekmesin ah
Müşkülleri kaldırır çünkü odur'El-Fettâh'.
20-Onun hazinesinde her zaman hazır ilim
Olmuş ve olacağı tek bilendir 'El-Alîm'.
21-İstediği kulundan herşeyi kabzı sabit
Bir ismi gereği bu,ki o ismi 'El-Kâbıd'.
22-İstediği kulunu ferahlatması basit
Yeni bir hayat verir çünkü odur 'El-Bâsıt'.
23-Asîlik yapanları aşağılara atıp
'El-Hâfıd' adıyla da rezil eder ağlatıp.
24-Kimi şan ve şerefle yükselir,eder terfi
Onu yüceliklere erdirendir 'Er-Râfi'.
25-İzzet ve ikrâmıyla vakarlı oluruz biz
'El-Mûiz' ismi ile olur haysiyetimiz.
26-Başkasından el açıp isteyen olur rezil
Zillete düşürür o,çünkü adı 'El-Mûzil'.
27-Yürekteki sesleri,uzaktaki sesleri
İşitir tüm sesleri,onun adı 'Es-Semî'.
28-Görünmeyen şeyleri görür ona yoktur sır
Onun güzel bir adı biliniyor 'El-Basîr'.
29-Hükümleri o verir çünkü adı 'El-Hakem'.
Verdikleri bozulmaz,verdiği hüküm mûhkem.
30-'El-Adl' ismi ile o adaleti çok sever
Adilleri kollar o,zâlimleriyse ezer.
31-Yaptığı işler ince, bir tüyden bile hafif
Güzel isimlerinden birisiyse 'El-Lâtif'.
32-'El-Habîr' ismiyle o herşeyden haberdardır
Zerre harekâtının iç yüzünde o vardır.
33-Hemen cezalandırmaz deme ne olur hâlim
Tevbe et ve af dile çünkü odur' El-Halîm'.
34-Ne kadar büyüktür o,küçüklük dâim bizim
O en büyük,tek büyük,onun adı 'El-Azîm'.
35-Mağfireti çok onun mü'min ol ya da gâvur
Kusuru yüze vurmaz,saklar çünkü 'El-Gafûr'.
36-Kul görevini bilip ederse ona şükür
İyiliği karşılar iyilikle 'Eş-Şekûr'.
37-'El-Alîy' ismiyle o yücelerin yücesi
Herşey onun yanında cücelerin cücesi...
38-Göklerde ve yerde tek,eşsiz ve büyük odur
'El-Kebîr' adıyla o kâinatlar oldurur.
39-Kaza,belâdan korur,herbir zerreye nâfiz
Kötü cezasız kalmaz,bir adı da 'El-Hafîz'.
40-'El-Mukît' adıyla da azığını o verir
Tayin ettiği ömre göre rızık gönderir.
41-İyi hesap tutmayı etsin her kula nasip
Herkesin hesabını tutar,bilir 'El-Hasîb'.
42-Onun büyüklüğüne şu kâinat bir delil
O herşeyden yücedir,çünkü odur 'El-Celîl'.
43-Keremi bol Râbbime lütuflar eyle derim
Zira onun lütfu bol,zira odur 'El-Kerîm'.
44-Hiçbir konuda olmaz ona eş,ona rakip
Herşeye o gözcüdür bir adı da 'Er-Rakîb'.
45-'El-Mucîb' adıyla o isteyenleri bilir
Çevirmez yalvaranı isteklerini verir.
46-'El-Vâsî' adıyla tüm genişlikler ondadır
İlim,mağfiret,kudret,şefaat onunladır.
47-Buyruğu,yasağında hayır ve menfaat var
'El-Hakîm' adı ile her yere hikmet yağar.
48-İyi kulları sever,gaflettekini yerer
'El-Vedûd' adında da kul rızasına erer.
49-'El-Mecîd' adıyla o gökte,yerde şandadır
Kuvvet,ihsan,afv,rahmet,bol inayet ondadır.
50-'El-Bâis' adı ile ölüyü o diriltir
Ölüp de dirilenler 'Arafat'ta birikir.
51-Allah hâzır ve nâzır,her olana o şahit
Her zaman ve her yerde en yakın o 'Eş-Şehîd'.
52-Varlığı hiç değişmez ezelden ebede,bak...
Yokluğu kabul etmez zâtı gereği 'El-Hakk'.
53-İşleri düzelten o,sen eyle onu vekil
'El-Vekîl' adı yeter,gayri ol mütevekkil.
54-'El-Kavîy' adıyla o,kudretin timsalidir
Bitmez,tükenmez gücün o, bir ifadesidir.
55-'El-Metîn' adı ile kimseye değil muhtaç
O en dayanaklıdır,odur her derde ilaç.
56-'El-Velîy' adı ile iyi dostu kulların
Sıkıntı,darlık vermez hem bugün hem de yarın.
57-Biricik övülen o,övgüler ona ait
Dilde tesbih olunur bir adı da 'El-Hamîd'.
58-Sayılarını bilir sonsuz olsa mevcudat
'El-Muhsî' ismi ile herşeyi eder tâdat.
59-Maddesiz ve örneksiz yarattı mahlûkatı
'El-Mübdî' adı ile yarattı kâinatı.
60-'El-Müîd' adının da gereğidir yaratmak
Bu sefer diriltip de yeni baştan yaşatmak.
61-'El-Muhyî' olan Allah cansıza da verir can
Sağlığı veren odur,odur can bağışlıyan.
62-O, 'El-Mümît' adıyla ölümü de yarattı.
Yaşayanın ömrünün sonuna acı kattı.
63-Her şeyi bilendir O, O her dâim diridir
'El-Hayy' güzel isimi adlarından biridir.
64-Gökleri,yeri ve her şeyi vaktine kadar
Tutmak için 'El-Kayyûm' adında çok sebep var.
65-İstediğini bulur o istediği anda
'El-Vacîd' ismi için her şeyler huzurunda.
66-Bolcadır semahati ve keremi bolcadır
Kadri ve şânı büyük 'El-Mâcid' adındandır.
67-Ortağı yoktur onun zâtında ve işinde
'El-Vâhid 'adının da bu gerçek var içinde.
68-Izdıraplar gideren,bitiren cümle hâcet
Tek mercî odur zira onun adı 'Es-Samed '.
69-İstediğini yapmak tek onun gücündedir
Çünkü onun bir adı söylenir 'El-Kaadir'.
70-O her kuvvetliden de daha da kuvvetlidir
Gücü yeter hepsine ki adı 'El-Muktedir'.
71-'El-Mukaddim' adının gereği ilerleten
O'dur öne çıkaran,yükseklere erdiren.
72-'El-Muahhir' ismiyle dilerse gerileten
Geri koyan da O'dur,geri atan gerçekten.
73-Kendinin varlığından bile yoktur bir evvel
O ilkin de ilkidir çünkü adı 'El-Evvel'.
74-'El-Ahir' ismiyle O yine en son olacak
O'nun iradesiyle kâinat son bulacak.
75-Göz görse,görmese gerçek örtülmez âşikâr
'Ez-Zâhir' ismine bak,gör her şeyde ALLAH var.
76-Bu ismi de anlatır esrârını ALLAH'ın
O'na nüfûz imkânsız,giz doludur 'El-Bâtın'.
77-Tedbir ve idaredir ki 'El-Vâlî' adıyla
Tek başına idaredir işi yarattığıyla.
78-Halk edilmişlerden O hem ârîdir hem âlî
O'nun güzel bir adı ise 'El-Müteâli'.
79-Yüce ALLAH'ım bize bol bol iyilikler ver
Bahşişin boldur senin çünkü adındır 'El-Berr'.
80-Tevbeyi kabul eder,katar sevaba sevab
Güzel ismi gereği ki o isim 'Et-Tevvâb'.
81-Emirlerine âsî,tevbesiz ölürse kim
İntikamı korkunçtur zira o 'El-Müntekîm'.
82-Affı çoktur Râbbimin,cezası ağır,hafif
İsterse de cezasız bırakır o 'El-Afüvv'.
83-'Er-Ra'ûf' güzel ismin gereğidir pek refet
O bize muhtaç değil,O'na muhtacız elbet.
84-'Mâlîk'ül-Mülk'ismiyle mülkün tek sahibidir
Kulların bazısına kullanma izni verir.
85-'Zü'l-Celâl-i Ve'l İkrâm'adıyla ikrâm eder
En iyisinden verir kuluna neler neler...
86-'El-Muksît'adıyla O yerinde işler yapar
Bütün işleri denktir,ne yapsa iyi yapar.
87-İstediği anda O istediğini toplar
Bu toplama kudreti 'El-Câmi' adında var.
88-O'nun zenginliğine ulaşamaz bir kulu
'El-Ganiyy' ismindeyse bitmez hazine dolu.
89-Dilediğini maddî,manevî zengin kılar
Adı O'nun 'El-Muğnî',zenginlik ondan çıkar.
90-İstemediklerinin vukuunu engeller
'El-Mânî' güzel adı bu eylemine yeter.
91-Hüzün ve elem veren şeylere eder dûçar
Yaratılanlar için gerekli ismi'Ed-Darr'.
92-Hayır ve yararları yaratır O 'En-Nâfî'
Zararları eder O çıkarlarla telâfi.
93-Sönmez ışık dağıtır güzel ismiyle 'En-Nûr'
O ışıkla nûrlanmak yaratılana onur.
94-Hidayete,murada erdirir O 'El-Hâdi'
Zira isteyenlere vermek O'nun vaadi.
95-Birbirine benzemez bir hâlde yaratandır
Bu da yüce Râbbimin 'El-Bedî' adındandır.
96-Varlığının önü yok ve de yoktur hiç sonu
Sonsuzluğa erdirir 'El-Bâki' adı O'nu.
97-Dünyadaki serveti anlık kazanır vâris
Her çeşit servetlere dâim sahip 'El-Vâris'.
98-Her işi hikmet,refah,selâmetlikle eşit
Güzel adı gereği ki zira O 'Er-Reşîd'.
99-Yegâne sabırlı O ve de O verir sabır
Sabırda selâmet var,güzel adı 'Es-Sabûr'.
Bir tesbihte tam doksan dokuz tane bulunur
İsm-i A'zâm hem tane hem de imame olur.
Bu güzel isimleri dil söyler,gönül söyler
Bunlar ile kâinat,dünya her gün kurulur.
Dîn Gününde son Büyük Mizana oturtulur
Sorulmamış sorular işte o gün sorulur.
Dil konuşamaz olur,dilsiz bir sanık olur
Ettiklerine vücud âzâsı tanık olur.
ALLAH'ın merhameti ve de affı çok boldur...
Umar,niyaz ederiz tüm mü'minler kurtulur...
Ben de kulunum Râbbim günahım,hatam çoktur
Bunda da hatam varsa tümüne affın olur...
Alper Kürük
1 Ağustos 2011
KABUL OLSUN YETER Kİ...
KABUL OLSUN YETER Kİ...
Müslüman kullarının ALLAH'a karşı borcu
Farz ve emrolunmuştur RAMAZAN ay orucu.
ALLAH'ın affı çoktur,bol bol ödül verecek
Ne kadar da dağıtsa hazine bitmeyecek...
Kulun bir iyiliği kat kat ödül görecek
Ödül için ALLAH'ın rızası gerekecek.
Kötülük karşılıksız kalmaz ceza verirken
İyilik gibi kat kat değil bire bir mislen.
Orucun ödülünü O,der vereceğim ben...
Oruçlunun nefesi burcu burcu gül kokar
Bu Cennet kokusuyla oruçlu eder iftar...
Açlığın,yoksulluğun ne demek olduğunu
Kul RAMAZANDA anlar kimin doyurduğunu...
Yaratan,kullarından borcunu eda ister
Kul da Yaratanına der ki: önce sağlık ver...
Oruç tutacak kula ALLAH, s a ğ l ı k şart koşar
Hasta ve güçsüz için icazet,kolaylık var.
Bizzat ödül verirken kulu mahzûn mu eder
Öylesi kullarına 'FİDYENİ VER! ' emreder.
Bilir ki fidye ile nice açlar doyacak
En azından bu ayda tokla aç bir olacak.
Oruçlar ve fidyeler inşallah makbûl olur
Kullar BAYRAMDA huzur ve kurtuluşu bulur...
Alper Kürük
27 Temmuz 2011
YARIM ASIR...
YARIM ASIR...
Bin dokuz yüz altmış bir yirmi yedi temmuzda
El ele vererek biz bir mutlu yuva kurduk…
Yıllar yılı taşıdık tek başı çift omuzda
Şükürler olsun TANRI’IM elli yılı doldurduk…
Evlilik hayatımız bir kitap elli yaprak
Her sayfada tatlı ve acı günlerimiz var…
Nice yıllar takvimden yaprak yaprak koparak
ALLAH’A şükür olsun geldik bu güne kadar…
Ömrümüz de eskidi evliliğimiz gibi
Eskimeyen saygımız, eksilmeyen sevgimiz…
ALLAH’IM ayırmasın nice yıl bu ekibi
Diye duamız bizim, şükürler ederiz biz…
Kulak çek, parmağı bük, tahtaya üst üste vur
Maşallah de dilinle, de ki nazar değmesin…
Bakış var iyi olur… Bakış var kötü olur…
Gıpta et, haset etme kimseler baş eğmesin…
Alper Kürük
16 Temmuz 2011
11 Temmuz 2011
HUKUK.mpg
1O TEMMUZ DÜNYA HUKUK GÜNÜ VESİLESİYLE...)
H u k u k
Gözün gibi baktığın şeyler için misali
H u k u k a gösterecek olsun ölçün ve özen,
Bir gün herkese lâzım...budur ya dünya hâli
Seni koruyan h u k u k olur seni tek üzen...
H u k u k ile özgürsün h u k u k ile yaşarsan
TANRI bile affetmez dikkat et kul hakkına! ..
H u k u k a saygın kadar sayılırsın anlarsan...
Burda hesap H a l k ı na...orda hesap H A K ' KINA...
Alper Kürük
10 Temmuz 2011
28 Haziran 2011
MİRAÇ
RUHUN MİRACI NAMAZ
İslâm fıtratı ile yaratılmış mizacı,
Üfleyen O Nefese namaz ruhun miracı…
ALLAH’A ulaşışta kulun miracı n a m a z
Taklidî olanı çok… Hakikî olanı az…
Kamette t e k b i r ile sırf O’na el bağlanır
Dünyadan el çekilir ve gönülden ağlanır…
Kıyamda beden dimdik, baş ise O’na eğik
İşlenen günahlardan ne de olsa ruh ezik…
FATİHA suresiyle kul kulluğunu bilir,
Rükûa varışlarda kul sırf O’na eğilir…
Gerçek, içten namazla kul dünyadan kopmuştur
Ruhtan üflenen parça ALLAH’LA bir olmuştur…
Secdede en dik başlar, alın toprağı öper
Sanki topraktan geldim,sana döneceğim der..
Çağrılıp e s r a ile MİRAC’A yükseltilen,
MUHAMMED’LE n a m a z d ı r kula hediye gelen…
Saba makamı ile sabah başlıyor davet
EZAN-I MUHAMMEDÎ duyunca icabet et…
Alper Kürük
21 Haziran 2011
13 Haziran 2011
11 Haziran 2011
28 Mayıs 2011
İSTANBUL'UN FETHİ HAFTASINDA...
Yirmi Dokuz Mayısta çağ açtı, taştı ünü
Bir On Dokuz Mayıs da TÜRK'ün' Kurtuluş Günü'...
Tarihte çağ açılır FATİH 'in edasıyla,
Laik Devlet kurulur ATATÜRK dehasıyla.
Mayıs ayı TANRI'nın Türk'e lütuf ayıdır
Bu lütufla barışın o NOBEL adayıdır.
ATA'nın vasiyeti Dünyada - Yurtta barış,
Ne alır,ne veririz Ülkemizden bir karış!
FATİH armağan etti Dünyaya İSTANBUL'u,
ATA'dan' KUTSAL ÖDÜL':TRAKYA-ANADOLU...
Alper Kürük
15 Mayıs 2011
9 Mayıs 2011
ENSTANTANE RESİM...
ENSTANTANE RESİM...
Çıbanlar olgunlaşıp bir bir başlar veriyor
Patlayıp pis kokular burunlara eriyor…
Cerahatler, irinler her tarafı doldurdu
Beyinler çalışmıyor, akıllar hepten durdu…
Beyinler yıkandıkça temizlik sayılıyor
Beyinler kurudukça beyinsiz yayılıyor…
Pislik temizlemeye su ve sabun yetmiyor
Kokuyu gidermeye misk, amber kâr etmiyor…
Zannetme ki eskisi geri geliyor diye
Giden bir daha gelmez, giden dönmez geriye…
Alper Kürük
5 Mayıs 2011
2 Mayıs 2011
27 Nisan 2011
A N A
A N A
Kadını yaratırken rahimle yaratmıştır
Bir durup bin düşünmek var bunun hikmetini,
Ananın ayağına Cenneti uzatmıştır
Yaşarken bilmek gerek ananın kıymetini...
Rahîm sıfatı ile onu techiz ederken
Yaratıklar arası kutsamıştır anayı,
Bir yavru ferahtayken,dardayken anam derken
Onunla öğrenmiştir ALLAH'A yalvarmayı.
Doğarken kopsa bile ona bağlayan tek bağ
Anadır bedenlerde dolaşan ilk temiz kan,
Karşılıksız sevgidir ananın ördüğü ağ
Gözle görünmese de anlar onu anlayan...
Anamdır kursağıma dolan temiz,helâl süt
Kötülükler çevremi sarsa kötü olamam,
Anamdır kulağımda çınlayan hep şu öğüt:
Bana bir şey olmasın...ağlarsa ağlar anam...
Dünyaya gelişimde ilk beşiğim,ilk uğrak
Onda tükenmez sevgi,onda koruganlık var,
Dünyadan dönüşümde TOPRAK ANAM son durak
Beni bağrına basan yosunlanmış bir mezar...
Alper Kürük
26 Nisan 2011
ANZAK'TA ŞAFAK...
ANZAK'TA ŞAFAK...
ÇANAKKALE GELİBOLU Yarımadası
Birinci Dünya Savaşı sırası
25.Nisan.1915 sabahında
Şafak söküyor ARIBURNU ANZAK KOYU'nda
Şimdi şehitler uyuyor koynunda...
57.TÜRK ALAYI
Siperde CONKBAYIRI'nda
Tümü şehit çarpışma sonunda...
Yeni Zelanda'lı,Avustralya'lı
ANZAK ASKERLERİ
Kumsala çıkarmada...
MEHMETÇİKLER sabırsız bekler
Komutandan emir gelmeyi...
Geldi emir erata yayılmalı
Çünkü Komutan MUSTAFA KEMAL der :
"SİZE TAARRUZU DEĞİL
EMREDİYORUM ÖLMEYİ..."
Gök gürlemesi değil
Toplardı tepelerde patlayan,
Bu kızıllık
Rengindendi akan kan...
Şafak söktü,düşman söküldü
ANZAK KOYU'nda ilk kez denize döküldü...
ANAFARTALAR'da Yarımada GELİBOLU'da
Tam sekiz ay canlardı gece-gündüz çarpışan
57.TÜRK ALAYININ HEPSİ ŞEHİT...
Hepsi unutulmaz kahraman
Çünkü TÜRK'ündü VATAN...
Niye ta buralara gelmişti düşman?
Binlerce,on binlerce MEHMETÇİĞİM şehit düştü
Bir o kadar yabancı gençler de ölmüştü...
ATATÜRK seslendi yabancı analara
"Artık ağlamayın siz onlara
Toprağımızda kan akıtıp canlarını veren yiğitler
İster TÜRK olsun ister YABANCI ASKER
Unutulmaz evlâdımızdır onlarla bizim ŞEHİTLER..."
O canlardan oluştu GELİBOLU GÜLİSTANI
Böyle yazıldı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI"...
Nice nice şafaklar söktü yine sökecek yıllardır
Torunları gelir kutsar
Şafak töreniyle,Şafak âyiniyle...
Şimdi kaynaşmakta kaç zamandır
Ölümün kutsalında
Ölümün tutkalında
Ev sahibi torunlar...
Konuk torunlar...
El ele tutuştu kalmaz artık sorunlar...
Şimdi bir ağızdan haykırıyor onlar
Sanki bu sesleniş ATATÜRK'ün diliyle
Tüm dünyaya veriliyor aynı mesaj
ANZAK ŞAFAK TÖRENİYLE,ŞAFAK AYİNİYLE:
"YURTTA BARIŞ,CİHANDA BARIŞ..."
Ne bir avuç başka toprakta gözümüz var,
Ne de toprağımızdan veririz
Tek bir çakıl,ne bir karış...
Alper Kürük
ÇANAKKALE GELİBOLU Yarımadası
Birinci Dünya Savaşı sırası
25.Nisan.1915 sabahında
Şafak söküyor ARIBURNU ANZAK KOYU'nda
Şimdi şehitler uyuyor koynunda...
57.TÜRK ALAYI
Siperde CONKBAYIRI'nda
Tümü şehit çarpışma sonunda...
Yeni Zelanda'lı,Avustralya'lı
ANZAK ASKERLERİ
Kumsala çıkarmada...
MEHMETÇİKLER sabırsız bekler
Komutandan emir gelmeyi...
Geldi emir erata yayılmalı
Çünkü Komutan MUSTAFA KEMAL der :
"SİZE TAARRUZU DEĞİL
EMREDİYORUM ÖLMEYİ..."
Gök gürlemesi değil
Toplardı tepelerde patlayan,
Bu kızıllık
Rengindendi akan kan...
Şafak söktü,düşman söküldü
ANZAK KOYU'nda ilk kez denize döküldü...
ANAFARTALAR'da Yarımada GELİBOLU'da
Tam sekiz ay canlardı gece-gündüz çarpışan
57.TÜRK ALAYININ HEPSİ ŞEHİT...
Hepsi unutulmaz kahraman
Çünkü TÜRK'ündü VATAN...
Niye ta buralara gelmişti düşman?
Binlerce,on binlerce MEHMETÇİĞİM şehit düştü
Bir o kadar yabancı gençler de ölmüştü...
ATATÜRK seslendi yabancı analara
"Artık ağlamayın siz onlara
Toprağımızda kan akıtıp canlarını veren yiğitler
İster TÜRK olsun ister YABANCI ASKER
Unutulmaz evlâdımızdır onlarla bizim ŞEHİTLER..."
O canlardan oluştu GELİBOLU GÜLİSTANI
Böyle yazıldı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI"...
Nice nice şafaklar söktü yine sökecek yıllardır
Torunları gelir kutsar
Şafak töreniyle,Şafak âyiniyle...
Şimdi kaynaşmakta kaç zamandır
Ölümün kutsalında
Ölümün tutkalında
Ev sahibi torunlar...
Konuk torunlar...
El ele tutuştu kalmaz artık sorunlar...
Şimdi bir ağızdan haykırıyor onlar
Sanki bu sesleniş ATATÜRK'ün diliyle
Tüm dünyaya veriliyor aynı mesaj
ANZAK ŞAFAK TÖRENİYLE,ŞAFAK AYİNİYLE:
"YURTTA BARIŞ,CİHANDA BARIŞ..."
Ne bir avuç başka toprakta gözümüz var,
Ne de toprağımızdan veririz
Tek bir çakıl,ne bir karış...
Alper Kürük
25 Nisan 2011
SOYKIRIM UYDURMASI ÜZERİNE...
SOYKIRIM UYDURMASI ÜZERİNE...
Büyük Felâket (Meds Yeghern) Değil
Kara Felâket (Jang Yeghern)...
1915 in 18 Martındayız
Asıl soykırımcısı toplum karşısındayız...
İngiliz'le Fransız birlik olup geldiler
ÇANAKKALE önünde vahşet sergilediler...
İmânı karşısında mazlum,mâsum TÜRK'lerin
Hayâlleri yıkıldı pis EMPERYALİSTLERİN...
.................
1915 in 24 Nisanında
Can verdi binlerce TÜRK ,Ermeni kıyımında...
Öldürülür TÜRK'lerden binler soykırım olmaz,
Nefs-i müdafaa varken TEHCİR hak kaçınılmaz...
Anladılar denizden ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !
Yaşayıp da gördüler...yaşamayanlar bilmez...
...................
Hazmı zor yenilgiden bir de ANZAK KOYU'na
Yöneldiler bu kez de başkaca bir oyuna...
1915 in 25 Nisanında
Yeni bir örnektir bu soykırım lisanında...
Yüz binlerce biz TÜRK'ü acımasız kırarken
Kendileri seyirci,toplama asker varken...
Avustralya'lı ve Yeni Zelanda'lının
Yüz binlerini feda etrmenin anlamının
Adı soykırım değil ise buna ne denir?
O günahsızlar hakkı nerde,nasıl ödenir?
O kadar kolay sanma şu dünyada siyaset
Yoksa adın şimdiden olur kara felâket...
Sarmısak kokusunu kırk gün saklamış meğer
Yüz günlük icratın bu beyanatsa eğer
Tarihe geçti Meds Yeghern dediğin varak
Ak ümit vaad eden kara felâket BARACK...
Soykırım iddiası uydurma büyük yalan
Ermeni yalanıyla biraz da sen oyalan...
Alper Kürük
Büyük Felâket (Meds Yeghern) Değil
Kara Felâket (Jang Yeghern)...
1915 in 18 Martındayız
Asıl soykırımcısı toplum karşısındayız...
İngiliz'le Fransız birlik olup geldiler
ÇANAKKALE önünde vahşet sergilediler...
İmânı karşısında mazlum,mâsum TÜRK'lerin
Hayâlleri yıkıldı pis EMPERYALİSTLERİN...
.................
1915 in 24 Nisanında
Can verdi binlerce TÜRK ,Ermeni kıyımında...
Öldürülür TÜRK'lerden binler soykırım olmaz,
Nefs-i müdafaa varken TEHCİR hak kaçınılmaz...
Anladılar denizden ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !
Yaşayıp da gördüler...yaşamayanlar bilmez...
...................
Hazmı zor yenilgiden bir de ANZAK KOYU'na
Yöneldiler bu kez de başkaca bir oyuna...
1915 in 25 Nisanında
Yeni bir örnektir bu soykırım lisanında...
Yüz binlerce biz TÜRK'ü acımasız kırarken
Kendileri seyirci,toplama asker varken...
Avustralya'lı ve Yeni Zelanda'lının
Yüz binlerini feda etrmenin anlamının
Adı soykırım değil ise buna ne denir?
O günahsızlar hakkı nerde,nasıl ödenir?
O kadar kolay sanma şu dünyada siyaset
Yoksa adın şimdiden olur kara felâket...
Sarmısak kokusunu kırk gün saklamış meğer
Yüz günlük icratın bu beyanatsa eğer
Tarihe geçti Meds Yeghern dediğin varak
Ak ümit vaad eden kara felâket BARACK...
Soykırım iddiası uydurma büyük yalan
Ermeni yalanıyla biraz da sen oyalan...
Alper Kürük
15 Mart 2011
ERİŞİM ENGELLENMESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
BLOGSPOT’TA ERİŞİM ENGELLEMESİ…
01.MART.2001 günü blogerliğini yaptığım bloğum (http://www.alperkuruk.blogspot.com)adresimi tıkladığımda karşılaştığım [Bu siteye erişim mahkeme kararı ile engellenmiştir.]yazısının meydana getirdiği ilk şokun etkisini çabuk atlattım.Çünkü yayınladığım şiirlerimin içeriğinden yılların verdiği hâkimlik ve avukatlık tecrübelerimin ışığı altında hiç birinin yasalara aykırı olmadığından ve olamayacağından adım gibi emindim ve eminim.
Hemen araştırmaya geçtiğimde Digitürk’ün bazı blogspot blogerlerinin spor toto Süper lig maçlarını
Ücretsiz izlenmesine olanak sağlamalarından kaynaklandığını ve bu yüzden bütün blogspot .comun tümünün Digitürk tarafından mahkeye baş vurularak kapattırıldığı öğrenmekle bir nebze müteselli oldum.Ancak,09.Mart.2011 günlü Hürriyet Gazetesindeki haberde de bildirildiği gibi Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK)Başkanı sayın TAYFUN ACARER’in de açıkladığı gibi (DAL DEĞİL AĞAÇ KESİLDİ…)
OLAYIN HUKUKİ YORUMU:
1-Ceza,eylemi,suçu işleyene verilir.Oysaki eylemi işleyenler dışında İŞLEMEYENLERİN DE TÜMÜ
CEZALANDIRILMIŞTIR.
2-5651 sayılı İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUNUN 8. Maddesinde TAHDİDEN SAYILAN sekiz halde yazılı suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine mahkemece karar verileceği açık seçik belirtilmiştir.
3-Verilecek karar TEDBİR KARARIDIR.
4-Mahkemece verilen bu karardan Digitürk’ün şikayet ettikleri nin dışında kalan ve eylemi işlemeyenlerin bloglarının da kapatılmasından mağdur oldukları ve olmakta devam etmeleri sonucuna Digitürk sebebiyet vermiş olduğundan bu haksız fiilinin sonuçlarına katlanması gerekmektedir.Bloglarının sebebepsiz yere kapatılmasından ŞAHSİYET HAKLARI ZARAR GÖRDÜĞÜ ÂŞİKARDIR.Bu durum da maddî ve manevî tazminat istemeleri hakkını doğuracağı düşüncesiyle
İlgilenenlere duyurmayı bir hukuk adamı olarak vicdanî bor addediyorum.
ALPER KÜRÜK
01.MART.2001 günü blogerliğini yaptığım bloğum (http://www.alperkuruk.blogspot.com)adresimi tıkladığımda karşılaştığım [Bu siteye erişim mahkeme kararı ile engellenmiştir.]yazısının meydana getirdiği ilk şokun etkisini çabuk atlattım.Çünkü yayınladığım şiirlerimin içeriğinden yılların verdiği hâkimlik ve avukatlık tecrübelerimin ışığı altında hiç birinin yasalara aykırı olmadığından ve olamayacağından adım gibi emindim ve eminim.
Hemen araştırmaya geçtiğimde Digitürk’ün bazı blogspot blogerlerinin spor toto Süper lig maçlarını
Ücretsiz izlenmesine olanak sağlamalarından kaynaklandığını ve bu yüzden bütün blogspot .comun tümünün Digitürk tarafından mahkeye baş vurularak kapattırıldığı öğrenmekle bir nebze müteselli oldum.Ancak,09.Mart.2011 günlü Hürriyet Gazetesindeki haberde de bildirildiği gibi Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK)Başkanı sayın TAYFUN ACARER’in de açıkladığı gibi (DAL DEĞİL AĞAÇ KESİLDİ…)
OLAYIN HUKUKİ YORUMU:
1-Ceza,eylemi,suçu işleyene verilir.Oysaki eylemi işleyenler dışında İŞLEMEYENLERİN DE TÜMÜ
CEZALANDIRILMIŞTIR.
2-5651 sayılı İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUNUN 8. Maddesinde TAHDİDEN SAYILAN sekiz halde yazılı suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine mahkemece karar verileceği açık seçik belirtilmiştir.
3-Verilecek karar TEDBİR KARARIDIR.
4-Mahkemece verilen bu karardan Digitürk’ün şikayet ettikleri nin dışında kalan ve eylemi işlemeyenlerin bloglarının da kapatılmasından mağdur oldukları ve olmakta devam etmeleri sonucuna Digitürk sebebiyet vermiş olduğundan bu haksız fiilinin sonuçlarına katlanması gerekmektedir.Bloglarının sebebepsiz yere kapatılmasından ŞAHSİYET HAKLARI ZARAR GÖRDÜĞÜ ÂŞİKARDIR.Bu durum da maddî ve manevî tazminat istemeleri hakkını doğuracağı düşüncesiyle
İlgilenenlere duyurmayı bir hukuk adamı olarak vicdanî bor addediyorum.
ALPER KÜRÜK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)